SÖYLE

Cumartesi, Mayıs 14, 2016

Bilyeler

Avucuna aldığı bilyeleri bir bir bırakıyor, hangi uzaklıkta duracaklarını gözlüyordu. Sadece bırakıyor, fırlatmıyor, itmiyor, yuvarlamıyordu. Elini her seferinde biraz daha yükseğe kaldırdı. Yükseldikçe eli bilye biraz daha uzağa gidiyordu. İçinden ılık ılık bir şeyler aktı. Kendini o bilyeler gibi hissediyordu. Avuçlanıp bırakılan. Öylece duruyorlardı. Yine yuvarlak, yine parlak, yine kaygan.

Bırakılmak, belli etmeden, usulca senden vazgeçilmesi. Sanki bu onun için bir rutin olmuştu. Ne kadar yürekten severse sevsin, ne kadar fedakar olursa olsun, hep aynı şey oluyordu. Halbuki hiç konuşmaz susardı, kalp kırmaktan korkar ama çok çabuk kırılırdı. Vardı bir yanlışlık ama bilemiyordu.

Avuçladı bilyelerini, özenle götürüp kaselerine koydu. Kağıdını kalemini alıp çekildi koltuğuna, akıttı içinin acısını, gözünün yaşını, kelime kelime damla damla defterine.

Susmak ruhuna zulümdür bazı yerlerde. Konuşmak gerekiyorken susulmuşsa. 

Ağzı var dili yok, melek gibi insan denirdi. İyi bir şey evet susmak ama kast edilen tamamen susmak, ona buna susmak değil. Gerekenden fazlasına susmak. Peki gereken nedir. Gördüğünde güzeli söylemek, kusur yaptığında özürü dile getirmek, incinene teselli vermek, acılıya destek olmak, yanlışı uyarmak, doğruya teşvik etmek, öğrendiğini öğretmek, sevdiğini- sevdiğine ballandıra ballandıra söylemek ve daha neler neler gerekenler.

Susmanın zulme engel olunacak yerde haram, engel olunacak kusurlarda mekruh olduğunu biliyoruz. 

Dil gönül demektir eski kullanımda, gönlünün açıkta kalan kısmıdır çünkü, örtülmeyen. İçinden bahsetmeye gelince, seni bilen sana zarar verir korkusu başlar. Söylersen belki zarar verir, bir ihtimaldir bu, ama söylemezsen, sana zarar verir bu çok kesin ve kati.

Susarak gizlediğimiz her sıkıntı, rahatsızlık içimizde balon gibi büyür. Öyle olmadık yerde, öyle olmadık zamanda patlar ki, bütün susmuşluklarını kusar yürek. Parça parça yapışır olmasını istemediğin şekilde, görmesini istemediğin kişilerin eline yüzüne.

Dilin içini güzelleştirmenin yolu, onu düzenli olarak temiz tutup boşaltmakla olur. İçinden söz etmek, içinde eşi dostu gezdirmek, cesaret gerektirmez, özen ve zevk verir. Korkularımız duygularımızdan değil, duyumlanmamızdan. İncecik hallerimizi bilenlerin, zarar vermesin ihtimalinden.

Uykuda sevilerek büyüdük, şımarmayalım diye. Gönül şımarmaz, sevildikçe itaat eder, sevdikçe bağlanır. Elini tutup, dilini bağlayıp anlaşılmayı bekledi öncekiler. Başka telaşları yoktu, bakıp çözüyorlardı bir birlerini. Şimdi o zamanda değiliz.

Açıp içimizi, sevgimizi, korkumuzu, ümit ve hayalimizi akıtmalıyız sevdiklerimize. Seller gibi fırtınalar gibi coşup mahcup etmesin diye bizi.

Diline bal sürmüş dostum, petekleri gönlünde,
Dilime bal sürsün dostum, tazelensin gönlümde.

BU YAZILARI DA OKUYUN

0 yorum